Anksiyete, kişinin kaygı veren bir duruma karşı gerginlik ve rahatsızlık içeren duygusal bir durumu yaşama hali olarak tanımlanabilir. Psikolojide anksiyete olarak bilinen korku, aslında tehlikeli durumlarda bedene hazır olması gerektiğini haber veren sinyaldir. Doğal ve gerekli olan tasa hissedilmeye başlandığında nefes alış verişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanmaktadır. Böylelikle beden, tehlikeli durumlara kendini hazırlamaktadır. Bu sebeple aşikâr bir noktaya kadar korku olağandır. Durumun denetimden çıkıp kişinin hayatını olumsuz etkilemeye başladığında, anksiyete bozukluğu ismi verilen hastalığın ortaya çıktığını söyleyen Uzm. Psk. Melike Urcan, kelamlarına şöyle devam etti: “Kişi istenmeyen bir olayın gerçekleşme ihtimaline rağmen kaygı duyar. Anksiyete bozuklukları bir tehdide yönelik savunma reaksiyonunu harekete geçirmeye yarayan sistemin fonksiyonunun bozulması olarak tabir edilebilir. Birtakım durumları abartma istikametindeki eğilimimiz, bunları hayati bir sıkıntı olarak görmek tehditlerle baş etmeye çalışan sistemleri ziyadesiyle harekete geçirebilir. Baş dönmesi, terleme, titreme, mide bulantısı vb. fizikî semptomlar yaşanabilir. Zihinsel bulanıklık, gerçekdışılık hissi, kıymetli şeyleri hatırlayamama, konsantrasyon ve muhakemede zahmeti, ilginin çabuk dağılması; denetimin yitirileceğini, var olan durumla baş edilemeyeceğine, başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceğine, zihinsel bir bozukluk yaşayabileceğine ve vefata yönelik kaygılar üzere bilişsel semptomlar eşlik edebilir. Anksiyete semptomlarının çeşitleri sorunun tabiatına nazaran farklılık gösterebilir. Baş edilemeyeceği düşünülerek tehdit edici olduğu düşünülen ortam ve durumlardan kaçınma eğilimi olabilir.”

İLAÇ VE PSİKOTERAPİ İLE TEDAVİ EDİLEBİLİR

Anksiyete bozukluklarında ilaç tedavisi ve psikoterapi ile birlikte tedavi süreci izlenebileceğini belirten Urcan: “Psikoterapinin amacı; kişinin kendi düşünme sürecinin farkında olmasını sağlamak ve fikir biçimini yine yapılandırmakta ona katkı sağlamaktır. Kişinin kendisiyle ilgili farkındalığının gelişmesi düşünme kusurlarından uzak durmasına ve bir durum hakkında daha objektif bir bakış açısı geliştirmesine imkan sağlar.” diye ekledi.

Kaynak: Bültenler

Haberler.com