Mehtap Gökdemir – CHP Medya ve Kurumsal Bağlantıdan Sorumlu Genel Lider Başdanışmanlığı tarafından hazırlanan raporda, özetle şunlar kaydedildi:

Sonlarımızın içinde 3 milyon 700 bin Suriyeli’ye, sonun ötesinde de tekrar bir o kadar Suriyeliye bakmak zorunda kaldık. Güney hudutlarımız Peşaver oldu. Antakya’nın çabucak yanı başında, İdlib kazanı kaynıyor. Fırat’ın doğusunda ABD, Rusya, PKK ve IŞİD ile karşı karşıyayız. Batısında ise Rusya ve rejim güçleriyle karşı karşıyayız.

‘Yeni macera mı?’

Bu türlü bir devirde Meclis’e bir tezkere getirildi. Tezkerede bilhassa iki konu çok dikkat çekiyordu. Birincisi Fırat’ın doğusuna yönelik tehdit vurgusu, tezkereden çıkarılmış. Fırat’ın doğusuna ait tehdit değerlendirmesi, son tezkereden niçin çıkarılıyor? ABD’nin TIR’ları Fırat’ın doğusuna silah taşımayı durdurdular mı? Bu, Biden ile görüşme öncesi, ABD’yi rahatsız etmemek hedefiyle mı yapıldı? Ya da Amerika ile yürütülen diğer pazarlıklar mı var? İkincisi, tezkerenin mühleti neden 2 yıl? Neden seçim devrini aşacak ve yeni seçilecek TBMM’nin iradesine ipotek koyacak biçimde, bu mühlet belirlendi? Anketlerde ve milletin gözünde eriyen Erdoğan, seçimleri öteleyebilmek için Suriye’de yeni maceralara mı hazırlanıyor? Mehmetçiğimizin tertemiz kanı üzerinden, kendine oy devşirmenin hesaplarını mı yapıyor?

‘Kim bu yabancı güç’

Yeniden en az bunlar kadar değerli bir diğer mevzu; tezkerede yabancı güçlerin, Türkiye’de konuşlandırılmasına müsaade veriliyor. Kim bu yabancı güç? Bu tezkereyi getirenler bilmelidir ki, yarın bir gün Rusya ve rejim güçleri, İdlib’e operasyon düzenlediğinde, burada mukim birtakım baş kesen radikaller, ‘Yabancı askeri güç’ olarak tanım edilip, ülkemiz hudutları içine taşınırsa, bunun ismi açıkça millete ihanettir. Kuvayı Milliyeciler olarak, bizim bunu kabullenmemiz mümkün değildir.”