Mangal başına geçip, kebap pişirdikten sonra konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adana’daki karşılamalardaki pankartlardan biri hala aklımdadır. Bu pankartta şunu yazmıştı Adanalılar, ‘Seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz’. Sahiden de bir Adanalının bir öteki faniye olan sevgisinin ölçüsünü bundan daha açık, daha iyi, daha samimi anlatabilecek öbür bir söz yoktur. ‘Adana Lezzet Şenliği’ni bu hakikatin ülkemize ve tüm dünyaya vesilesi olarak görüyorum. Dünyadan ve Türkiye’den pek çok kabiliyetli şefin, yemek yapma ve tadım üstadının katıldığı şenliğimizin her geçen yıl geliştiğine şahit oluyoruz. Yakın çalışma etrafında pek çok Adanalı bulunan birisi olarak kentin lezzetlerine aşinalığımızı hamdolsun, hiç kaybetmedik. Bugün de bakanımızla sözcümüzle genel lider yardımcımızla ve milletvekilimizle daima bir arada buradayız. Başka vakitlerde de Adana’dan getirterek kimi vakit Ankara yahut İstanbul’daki lezzet duraklarından tedarik ederek bu hoş lezzetlerle yakın teşrikimesaimizi sürdürüyoruz. Tabi artık yemek dediğimiz olay, ekonomik gücü ve turizm potansiyeliyle karın doyurmanın çok ötesine geçmiş bir dalı söz ediyor. ‘Gastronomi’ diye isimlendirilen hadise; kentlerimizi ve ülkelere dünya çapında paha katan toplumsal, kültürel, ekonomik faaliyetlere dönüşmüştür. Hamdolsun, biz bu mevzuda Adana başta olmak üzere pek çok imkana pek çok hoşluğa pek çok markaya sahibiz. Elbette Türkiye’nin 81 vilayetinin her birinin kendine nazaran bir gastronomi zenginliği var ancak kimi kentlerimizin ülkemizi şanla erdemle gururla temsil edebilecek gastronomi eseri yelpazesine sahip oldukları da bir gerçektir. ‘Uluslararası Adana Lezzet Festivali’ işte bu bakımdan kesinlikle ehemmiyetle üzerinde durulması, desteklenmesi, geliştirilmesi gereken bir etkinliktir” dedi.

Adana’nın gastronomisiyle ülkeye bedel kattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sanayisiyle ticaretiyle tarımıyla dünyanın en değerli güç merkezlerinden biri olan limanıyla burada olduğu üzere gastronomisiyle ülkemize bedel katan Adana’ya ne kadar teşekkür etsek azdır. Bir kent ülkeye bu kadar katkı koyunca ülkeyi yöneten bizler olarak, bize düşen misyon de o kentin kalkınması gelişmesi, büyümesi için üzerlerine düşeni yapması gerekir. Biz Adana’ya bu görevimizi yerine getirdiğimize inanıyorum. Şenliğimizin ‘sıfır atık’ prensibiyle düzenlenmesini de Paris İklim Muahedesi’ni onayladığımız şu günlerde ‘yeşil kalkınma devrimi’mizin şimdiden başladığının değerli bir işareti olarak görüyorum” diye konuştu.