Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası kameraların karşısına geçti.

“KANLI ELLERİNİZLE TARİH YAZIYORSUNUZ”

Erdoğan, ABD Lideri Joe Biden‘ın İsrail‘e silah satışını onaylamasına “Kanlı ellerinizle tarih yazıyorsunuz” kelamlarıyla sert reaksiyon gösterdi:

“Birilerinin ‘Filistin’den bize ne, Kudüs’ten bize ne’ üzere nefret kokan yaklaşımlarına şahit oluyoruz. Mescid-i Aksa’nın birinci avlusunun ismi ’12 Bin Şamdanlı Avlu’ olarak geçer.

Biden’ın önemli bir İsrail’e silah onayıyla ilgili imzasını gördük. 850 bin silah onayı… Lafa geldiğinde, silahsızlanmayı konuşuyor. Sayın Biden, kelamda Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldın. Siz kanlı ellerinizle tarih yazıyorsunuz. Bugün de tekrar hatırlatıyorum 84 milyon olarak Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Filistin toprakları kanla yıkanıyor, siz buna dayanak oluyorsunuz. Hiç durmayan bu zulüm Filistinlilerin arkası kesilmeyen göçleriyle mühlet gelmiştir. Kimi Arap ülkeleri de probleme yanlış bakış açılarıyla yaklaştı.”

“İSMİNİ VERMEYECEĞİM BİR İSRAİL BAŞBAKANI…”

Filistin halkının sivil itaatsizlik aksiyonlarıyla kendini, meskenini, vatanını muhafaza gayretinin daima yanında olduk, olmayı da sürdüreceğiz. Fanatik Museviler, 1995’teki barış görüşmeleri sırasında Filistinlilere taviz vermekle suçladıkları kendi Başbakanlarını öldürecek kadar işi ileriye götürmüştür. Bir Yahudi Başbakan, ismini vermeyeceğim bana o denli demişti, “Generalliğimde Filistinlileri öldürüyordum, bana en büyük zevki o veriyor” demişti. Bunu, o vakit Başbakandım ve şahsıma söylüyordu. Bunların cibiliyetinde bu var. Filistin halkına demokrasiyi, yasal hak aramayı tavsiye edenler diplomaside Filistinlileri yalnız bırakmışlardır.

Hepsi terör içerisinde yetişmişlerdir. Şu andaki o da tıpkı. İsrail’in 2008’den itibaren Gazze ve Filistin’e yönelik atakları memleketler arası alanda kâfi karşılığı bulamamıştır. Ülkemizden Filistin’e giden yardım tertibine milletlerarası sularda saldırmıştır. Bunlar yavruları öldürecek kadar katil. 5 yaşındaki yavruları, bayanları yerlerde süründürerek öldürecek kadar katil, yaşlı insanları öldürecek kadar katil. Birebir suda maalesef beslenenler de bunları destekliyor.

“İSRAİL’İN KATLİAMLARI RAMAZAN BAYRAMI’NI BİZE ZEHİR ETTİ”

Amerika ve onu takip eden kimi ülkelerin 2017’nin sonunda Kudüs’ü İsrail’in başşehri olarak tanıdıklarını ilan etmeleri bu katil devletin iştahını kabartmıştır. İsrail’in artık her Ramazan ayında tekrarlamayı alışkanlık haline getirdiği saldırganlık ve katliamları 2021 ayında bilhassa bu Ramazan Bayramı’nı hepimize zehir etmiştir.

İsrail’in bombalayarak, kurşunlayarak katlettiği onlarca suçsuz çocuk, sivil, konutlarını yıktığı, taciz ederek göçe zorladığı on binlerce Filistinli aileyi görmezden gelenler Tel Aviv’e atılan füzeleri öne çıkarmışlardır. Kaç tane füze attılar? Siz orantısız güç kullanıyorsunuz. Savaş uçaklarıyla Gazze’ye bomba yağdırıyorsunuz. Gazze’nin savaş uçakları var mı? Kiminle neyi aldatacaksınız. Ankara’dan tüm dünyaya seslenmek istiyorum; Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler, İsrailli çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılanlar. Şu hale bak. Halbuki çocuklar öldürülürken değil uyutulurken sessiz kalınmalıdır.

“AVUSTURYA’YI TEL’İN EDİYORUM”

Trajediye gerisini dönen, açıkça dayanak olanlar yarın kendi başlarına gelecek felaketin tohumlarını ektiklerini unutmamalıdır. Avrupa’ya sesleniyorum; yeri geldiği vakit dost olarak bize hitap edenlere sesleniyorum. Başbakanlık binasına İsrail bayrağı çeken Avusturya devletini tel’in ediyorum. Bu türlü bir resmi makama bir terör devletinin bayrağını çekmek, terörle izdüşümlü bir hayat yaşamak demektir. Avusturya devleti herhalde soykırıma tabi tuttukları Musevilerin faturasını Müslümanlara ödetmeye çalışıyor.

“KUDÜS İÇİN ‘KOMİSYON’ ÖNERİSİ”

Müslümanların, Musevilerin ve Hristiyanların vazgeçilmez dini sembollerini bünyesinde barındıran Kudüs için herkesin fedakarlık yapması gerekiyor. Dün sayın Papa ile yaptığımız ile telefon görüşmesinde bu hissiyatımı kendisiyle de paylaştım. Osmanlı devrinde tüm inanç mensuplarının ibadetlerini rahatça yapabilmelerine imkan veren uygulamadan ilham alarak şu teklifi yapıyoruz; Kudüs’ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir kurul tarafından yönetilmesi günümüz kaidelerinde en gerçek ve dengeli yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim kentte kalıcı barışı sağlamak kolay ve mümkün görülmüyor.

Dünya tarihi Kudüs’te ateşlenen bombaların yol açtığı devasa çatışma, yıkım ve oluk oluk akan kanların örnekleriyle doludur. Bu tehdidin önüne geçmede en faal yolu Kudüs’ü teklif ettiğimiz biçimde yeni bir idare statüsüne kavuşturmalıdır.

Tüm memleketler arası kuruluşları bir an evvel harekete geçmeye çağırıyoruz. Perşembe günü BM Genel Şurası’nda sorunun tahliline yönelik kayda değe adım atılmasını temenni ediyorum. Bu toplantıyı önemsiyoruz. İsrail’in bombaları ve kurşunları altında öldürülen, konutlarında atılan insanlara hiç değilse denizlerdeki balıklar, göklerdeki kuşlar, ormandaki ağaçlar kadar hassasiyet bekliyoruz.

Muhtaçlık duyulacak her türlü siyasi ve askeri takviyesi vereceğimizi buradan bir sefer daha tabir ediyoruz. Bu millet de bu ümmet de bu insanlık da bizimdir. Medeniyetimizden ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz formda kendimiz ve kardeşlerimiz için en doğrusunu, en iyisini, en hoşunu yapmayı sürdüreceğiz.”

Haberler.com