Koldan kavanoza kuşburnunun öyküsü
Gümüşhane’de dikenli kısımlardan toplanan kuşburnular köylerde yorucu bir çalışmanın akabinde marmelat olarak kavanozlara giriyor
Koronavirüs salgını nedeniyle bir avucunda bir kasa portakala muadil C vitamini olan kuşburnu ağır ilgi görüyor
GÜMÜŞHANE – Tabiatta organik olarak yetiştiği için en saf meyvelerden birisi sayılan kuşburnu meyvesinin gen merkezlerinden birisi olan Gümüşhane’de vatandaşlar tabiattan tek tek topladıkları kuşburnuları uzun ve yorucu süreçlerin akabinde marmelata dönüştürüyor.
Türkiye’de yetişen 27 tıp kuşburnu cinsinden 17’sine konut sahipliği yapan Gümüşhane’de son yılların en verimli periyodu yaşanırken, koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle vatandaşlar C vitamini deposu kuşburnu meyvesini toplamak için dağlara akın ediyor.
Çabucak her köyde yetişen ve 100 gramında bir kasa portakala muadil C vitamini bulunan Kuşburnu meyvesinin en çok tüketilen formatı olan marmelat üretimi ise kuvvetli etaplardan sonra gerçekleşiyor.
Bayanlı erkekli, çocuklu yaşlı kümeler halinde dağlara giderek kuşburnuyu dikenli kısımlarından tek tek toplayan vatandaşlar birkaç gün içerisinde topladıkları kuşburnuları bu kere yeniden tek tek temizleyerek suyla birlikte kaynatıyor.
Haşlandıktan sonra ezilerek kevgirden geçirilen kuşburnular ocakta yahut sobanın üzerinde bir ölçü şeker katılarak bir müddet daha pişirildikten sonra kavanozlara dolduruluyor.
Yıllık bin 500 ton üretimle Türkiye’nin en fazla kuşburnu üretimi yapan vilayet pozisyonunda olan Gümüşhane’de kış aylarında marmelat ve reçel olarak kahvaltı sofralarında yer almasının yanı sıra çay ve meyve suyu olarak da tüketilen kuşburnu soğuk algınlığı ve gribe karşı tesirli olması nedeniyle bilhassa son devirdeki yeni tip koronavirüs hastalığı (Covid-19) salgını nedeniyle bu yıl daha fazla ilgi görüyor.
Merkeze bağlı Dörtkonak köyünün 2 bin metre rakımlı dağlarından dikenli olması nedeniyle elleri yaralanarak topladığı kuşburnuları imece yordamıyla köyde marmelata çeviren Hafize Ergin, “Topladığım kuşburnuları marmelata çevirip çocuklarıma yollayacağım. Gerekirse satarım da. Dağlarda bu yıl çok kuşburnu var ve epeyce da iriler. Kuşburnu herşeye iyi geliyor. Bilhassa koronavirüse karşı tesirli olduğunu da düşünüyoruz” dedi.
Eşiyle birlikte kırsalda kuşburnu toplayan Ergin, kuşburnu toplamanın hayli sıkıntı olduğunu ve incelikleri olduğunu belirterek, “İlmini bilmezseniz sıkıntı olur. Gelberi dediğimiz çubukla kolları kendimize çekip o denli topluyoruz. Yoksa dikenleri bedeninizi yaralıyor. Ben Bayburt’luyum bilmezdim bu işleri. Buraya gelin gelince öğrendim” diye konuştu.
Topladıkları kuşburnuları yıkadıktan sonra uç kısımlarını bıçak ile kestiklerini daha sonra kazanlarda pişirdiklerini lisana getiren Ergin, “Pişen kuşburnuların içindeki çekirdeklerinin çıkması için ezerek kevgirden geçiriyoruz. Daha sonra elekten geçirdiğimiz kuşburnuları kazanda kaynadıktan sonra kavanozlara koyuyoruz. İçerisine yalnızca bir ölçü şeker katıyoruz. Harici hiçbirşey yok” sözlerini kullandı.
Periyodun Başbakanı Tansu Çiller’in “Güzelliğimi kuşburnuna borçluyum” sözlerini kullandığı kuşburnu tabiatta yabani olarak yetiştiği için üretiminde rastgele bir gübre, kimyasal unsur kullanılmıyor. Organik bir meyve olmasının yanısıra içeriğindeki yüksek C vitamini sayesinde gribal enfeksiyonlara, öksürüğe, soğuk algınlığına iyi geldiği kanıtlanan kuşburnu meyvesinin antioksidan özelliğinden ötürü kansere de iyi geldiği, eklem kireçlenmesi ve romatizmal ağrıların gidermesinin yanında varlıklı demir içerdiği için kansızlığa karşı da yararlı olduğu ve cildin elastikiyetini muhafazasına yardımcı olarak yaşlanmayı önleyici özellik göstermesiyle biliniyor.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / RECEP ERGİN
Haberler.com
