Dr. Elif Benar, tatil beldelerinde şemsiye altında yahut gölgede bulunmanın bizleri UV ışınlarından korumadığına dikkat çekerek “Şemsiye altında olsak da ışınlar plajda kumlardan, ayrıyeten deniz ve havuz kenarında da sudan yansıyarak bize ulaşıyor ve ışınların yüzde 34’üne maruz kalıyoruz. Kapalı havalarda güneşi görmüyor olsak da ziyanlı UV ışınlarının yüzde 80 i bulutlardan süzülüyor ve derimizi etkiliyor. Gölgede de güneşten korunma tedbirlerine dikkat edin. Gölgede bile güneşten hami eser kullanmayı asla ihmal etmemeliyiz” dedi.
Londra’da Harley Street’teki Dr. Elif Clinic ismini verdiği kliniğinde Dubai, Miami, Los Angeles, Berlin ve Paris üzere dünyanın birçok yerinden ünlü model ve sinema yıldızlarının estetik tedavilerini yaparak onları televizyon dünyasına hazırlayan Dr Elif Benar, güneşten nasıl korunmak gerektiğini anlattı.
“Aşırı güneşlenme yıllar içinde yaşlanmayı hızlandırıyor”
Bedene faydası kadar ziyanı da olabilen güneşten korunmak için çeşitli yollar olduğunu vurgulayan Benar “Güneş ışığı UV-A ve UV-B denen 2 yapısal bileşim içeriyor. UV-A ışınları yeryüzüne gün uzunluğu, UV-B ışınları ise 12.00 ve 14.00 saatleri ortasında ağır olarak ulaşıyor. Bilhassa ozon katmanının delinmesi ve etraf kirliliği sonucu bu ışınların yeryüzüne daha fazla ulaşmaları nedeniyle cildimiz önemli boyutlarda hasar görüyor. UV-A ışınları cildimizin derinlerine inip ciltte derin kırışıklar ve lekeler oluşturuyor. Öğlen saatlerinde ağırlaşan UV-B ışını ise güneş yanığına neden oluyor ve cilt kanserine davetiye çıkarıyor. Çok güneşlenmenin yıllar içinde yaşlanmayı hızlandırdığını, ciltte kırışıklıklara ve lekelere yol açtığı birçok bilimsel çalışmada ispatlanmıştır. Hasebiyle güneşten korunmak cild sıhhatimiz için olmazsa olmazdır” diye konuştu.
“Güneşe karşı kollayıcı kremi dışarı çıkmadan 20 dakika evvel kullanın”
Dr Elif Benar, güneşten korunmada hami krem kesinlikle kullamak gerektiğine dikkat çekerek “50+ faktörlü, cildimizin yapısına uygun güneş kremi seçerek cildimizi güneşten koruyabiliriz. Tesirini gösterebilmesi için eseri cildinize dışarıya çıkmadan 20 dakika evvel yedirin. Yüze ve gövdeye eşit formda dağıtarak çokça uygulayın. Yüz, boyun ve el üzere açıkta kalan yerlerine yalnızca yaz aylarında değil, her mevsim güneş kollayıcı krem sürmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Güneşten koruyucular, fizikî ve kimyasal koruyucular olmak üzere iki çeşittir. Fizikî koruyucular; ciltte bir katman oluşturarak, güneşin ziyanlı ışınlarını yansıtırlar. Çinko oksit ve titanyum dioksit üzere doğal mineraller içerirler. Tesirleri, sürüldükleri anda başlar. Deriden emilimleri, alerji riskleri yoktur. Çocuklar, gebeler, hassas, akneli, rozasealı ciltler ve kimyasal materyallerden kaçınmak isteyenler için daha uygundur. Geniş alanlarda kullanılabilir. Kimyasal koruyucular ise içerisinde potansiyel olarak deriden emilebilen (oksibenzon, avobenzon, oktokrilen, mexoryl vb) filtreler içerirler. Yüzücü, sportmen üzere su geçirmez bir seçenek isteyen ya da tekrarlamayı unutabilecekler için uygundur. Güneşle temastan 20 dakika evvel sürülmelidir. Alerjik, toksik, hormonal tesirleri olabilir. Sistemik emilimleri olabileceği için geniş alanlarda kullanımı çok uygun değildir” sözlerini kullandı.
“Güneş koruyucunuzu gün içinde yenileyin”
“Şemsiye altında yahut gölgede bulunmamız bizi UV ışınlarından korumuyor” diyen Benar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şemsiye altında olsak da ışınlar plajda kumlardan, ayrıyeten deniz ve havuz kenarında da sudan yansıyarak bize ulaşıyor ve ışınların yüzde 34’üne maruz kalıyoruz. Kapalı havalarda güneşi görmüyor olsak da ziyanlı UV ışınlarının yüzde 80’i bulutlardan süzülüyor ve derimizi etkiliyor. Gölgede de güneşten korunma tedbirlerine dikkat edin. Gölgede bile güneşten hami eser kullanmayı asla ihmal etmemeliyiz. Yüksek faktörlü eser cildinizi yüzde 100 oranında koruyamaz. Bu nedenle tüm gününüzü bir kere sürdüğünüz hami bir eserle geçirmeniz yanlışsız değil. Güneş esirgeyici eseri her 2-4 saatte bir tekrar sürmeli, suyla temas ettiğiniz takdirde ise bu vakti dikkate almadan süreci yinelemelisiniz. Gebeyseniz çinkooksit ve titanyum dioksit içeren, en az SPF 50+ olan fizikî koruyucuları tercih edin. Çocuklarınıza ise ciltleri daha hassas olduğu için SPF 50 ve üzeri eserleri uygulayın. Güneş gözetici eserinizin aktifliği deniz, havuz üzere aktivitelerle ve havlu ile kurulanma ile azalır. Bu nedenle güneş koruyucunuzu gün içinde yenileyin. D vitaminini sağlıklı beslenerek daha inançlı bir formda, bazen de vitamin destekleriyle alın, bunun için güneş aramayın.”
Haberler.com
