KEREM’DE EVVEL KEREM’DEN SONRA – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET)

Genel Şura kararıyla misyon mühleti biten lider ve idare… Dönem sonunda bavulunu toplayacağını anlayan teknik heyet… Lider ve idarenin başı karışık… Teknik heyetin başı karışık…Futbolcu dediğin cin üzere… Bunları bilmez mi? Ancak alanda gördük ki, futbolcuların başı karışık değil, tersine futbolla ve gollerle barışıktı. Şimdiye kadar kazandığı maçları bile “kıt kanaat” kazanan, problemli galibiyetler alan Galatasaray, bu kere coşkulu, süratli bir başlangıç yaptı ve bu dönem birinci sefer 11. dakika dolarken iki farkla öne geçti.

Seyirciyi de kutlamak lazım… Gollerle değil, daha maçtan evvel coşkulu başlangıcı yapan, kadroya “tam takviye, daima destek” yapan taraftı. Kerem birinci dakika ile birlikte soldan, Karagümrük savunmasını, “lodosa tutulmuş” üzere sallamaya başladı.

‘KEREM’İ SALİH DURSUN ÜZERE AĞIR ADAMLA KARŞILAMAK ÇILGINLIK’

Kerem üzere Türkiye’nin en süratli, en hareketli, en kıvrak oyuncusunu, Salih Dursun üzere ağır bir adamla karşılamak, Karagümrük ismine çılgınlıktı. Hakikaten daha oyunun başında penaltı da “hızlı ile ağır”ın ikili gayretinden geldi.

Galatasaray iki farklı öne geçmesine karşın durmadı. Süratli ve gol arayan ataklarına devam etti. Değerli konumlar da buldu ancak son vuruşlarda kâfi olamadı. Galatasaray’ın daima atak olduğu dakikalarda Karagümrük iki farklı yenik duruma düşmesine rağmen  atağa kalkmayı aklına getirmedi. Yan pas-geri pasa ısrarla devam etti. Birinci şutunu 35. dakikada Emre Mor’la attı, tahminen de Galatasaray ceza alanına girmeden birinci yarıyı tamamladı.

‘GOMIS’LE FIRSATI KULLANAMADI’

Galatasaray için en berbatı Kerem’in sakatlanıp oyundan çıkmasıydı. Üstelik haftaya Fenerbahçe ile çok kıymetli bir derbi maçı varken… Umarım kıymetli bir şeyi yoktur. İkinci yarı “Kerem’den evvel, Kerem’den sonra”ya döndü. Karagümrük ileri çıkmayı aklına getirdi. Kerem olmayınca Galatasaray’ın atak rüzgarı birinci yarıdaki şiddetini kaybetti. Buna karşın Galatasaray, Gomis’le çok kıymetli bir fırsatı kullanamadı. Sonrasında tekrar Gomis’in fantastik bir vuruşu “kılpayı” auta gitti.

‘MUSLERA İPTEN ALDI’

Fakat Karagümrük çok daha  değerli konumları kaçırdı. Her şeyden evvel penaltı kaçırdı. Ya da Muslera kurtardı demeliyiz. Muslera çabucak bir dakika sonra bu kere kaleye girmekte olan topu tam çizgide yakaladı. Birinci yarıda kalesinde dinlenen, neredeyse çay-kahve keyfi yapan Muslera, ikinci yarıda Galatasaray’ı ipten aldı. Anlamadığım şu; kulüpteki harikulade kaotik ortama karşın maça fevkalade başlayan, ligin en erken gollerini atan, Karagümrük‘ü kendi yarı alanından çıkarmayan Galatasaray, ikinci yarıda nasıl oldu da bu kadar frene bastı, bu kadar güç durumlarda kaldı?

Tamam, bir Kerem gitti de, sonuçta alanda koca Galatasaray ekibi var. Birinci yarı için yazdıklarımızın mürekkebi kurumadan  ikinci yarıda tekzip yedik. Bu kadar da olur mu?

GALİBİYETE SEVİNMEK LAZIM – OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)

Bu kadar gel-gitlerden, tartışmalardan sonra artık ben futbol falan konuşmam. Ekip galip gelmiş mi buna sevinmek gerekiyor. Kaybetsen, kırmızı çizgiye yaklaşacaktın. Bu oyuncular üzerinde daha büyük gerilim yaratacaktı. Gruptan daha fazlasını beklememek gerekiyor. Kalite bu…

Kerem sakatlanıncaya kadar alanda iyi bir Galatasaray vardı. Hele de hamle yollarında Kerem’in çabukluğu, rakibi eksiltmesi… Bunlar Karagümrük’ü bayağı hırpaladı. Esasen birinci 15 dakikada sarı-kırmızılılar 2-0 öne geçtiler. Ne vakit Kerem sakatlandı, kenara geldi, Galatasaray’ın oyunu da olumsuz etkilendi. Yerine Emre Kılınç girdi, lakin onun şu anda oynadığı futbol, sarı-kırmızılı ekibin çizgisinde değil… Emre’nin daha çok uğraş göstermesi lazım. Şu anda Emre kaybolmuş üzere.

‘TAYLAN VE BERKAN HİÇ KİMSE KIZMASIN’

Taylan’a, Berkan’a hiç kimse kızmasın. Bu çocuklar final pası veremez, gol atamaz. Fakat rakip atakları kesmek için orta alanda sonuna kadar savaşırlar. Zati bunu da yapıyorlar. Ekibin içinde final pasları verecek bir tek futbolcu yok. Bu da farklı bir gerçek. Gomis 36 yaşında. Eski Gomis mi? Alışılmış ki hayır. Bir de orta alana geliyor, defansa geliyor, yardım ediyor. Fizik olarak da gol yollarında ya da girdiği durumlarda ağır kalıyor. Mustafa Muhammed sakat olmasaydı, iyi gününde olmayan bu Karagümrük karşısında gol yollarında daha tesirli bir manzara ortaya koyarlardı.

Torrent’e aklım ermiyor. Babel makûs oynamadı ancak yoruldu, ayakta duracak hali kalmadı. Ancak 90 dakika oyunda kaldı. Kulübede Morutan var, Halil Dervişoğlu var. Buna mana veremiyorum. Beş değişiklik hakkın var. Gerekiyorsa bunun hepsini kullanacaksın. Ancak maalesef Torrent’in bu türlü takıntıları var galiba… Sonuçta Karagümrük gününde olmasa da mutlaka iyi kadro… Galatasaray ise zahmetli. Statta 30 bin taraftar var. İyi ya da makûs futbol oynarsın lakin üç puan almak, galip gelmek en azından seni derbi öncesi seyircinle barıştırır. Dün gece de bunu yaşadık.”