Hamilelikteki şeker yüksekliğinin fetüsü direkt etkilediğini belirten Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “Diyabetik anne bebeklerinde beyin dışında bütün organlar büyük olabiliyor. Ayrıyeten bebeklerde inleme, süratli soluk alıp verme, hipotansiyon, kalp hastalığı, yeni doğan sarılığı daha sık görülebiliyor. Diyabetik anne bebeklerinin 3’te 1’inde kalsiyum ve magnezyum düzeyi düşük seyredebiliyor. Buna bağlı bebekte çoklukla titremeye, nadiren havaleye neden olabiliyor” dedi.
Hamilelikteki diyabetin bebek sıhhati üzerindeki tesirlerine dikkat çeken Pendik Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Kısmından Uzm. Dr. Ayşegül Parlak, “Yeni doğan takibinde doğum ve doğum sonrası kadar annenin gebelik sürecinin de değerli. Annenin gebeliği nasıl geçirdiği, gebelikte enfeksiyon, şeker yahut tansiyon yüksekliği üzere problemler yaşayıp yaşamadığı hakkında bilgi alıyoruz. Zira her biri bebeğin gelişimini etkiliyor. Bu sıkıntılardan en sık gestasyonel diyabet yani hamilelikte şeker hastalığını görüyoruz. Annenin gebelik sürecinde yahut öncesinde diyabeti varsa doğacak olan bebeğimizi daha yakın takibe alıyoruz zira çeşitli ve önemli metabolik meselelere neden olabiliyor” dedi.
“BEBEKTE TREMOR, EMME ZAHMETİ, HAVALE GÖRÜLEBİLİR”
Fetüsün annenin kan şeker yüksekliğinden direkt etkilendiğine değinen Dr. Parlak, şöyle devam etti:
“Öncelikle bebeğimiz tombul, iri oluyor. Beyin dışında bütün organlar büyük oluyor. Bu iri bebek olağan doğum ile doğarsa köprücük kemik kırığı, hudut yaralanması, doğum travması, beyinde kanama ve oksijensiz kalma üzere doğum travması meseleleriyle karşılaşıyoruz. Gelişebilecek aksilikleri önlemek için sezaryen doğum öneriyoruz. Doğum sonrası diyabetik anne bebeklerinde şeker düşüklüğü yaklaşık yüzde 50’de ortaya çıkıyor. En sık ve değerli metabolik bozukluktur. Hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) bağlı olarak bebekte tremor, emme zahmeti, apse, hipotonik, letarji, tiz sesli ağlama ve havale görebiliyoruz. Şeker düşüklüğü çoklukla doğumdan sonraki birinci saatlerde ortaya çıkıyor, bu yüzden 30’uncu dakika,1-2-4-6 saatlerde olacak halde sık sık kan şekeri denetimi yapıyoruz. Gerekirse beslenme ve glikoz dayanağı veriyoruz.”
HİPOTANSİYON VE TENEFFÜS SORUNU GELİŞEBİLİR
Respiratuar Distres Sendromu’nun (RDS) akciğerlerin gelişmemesine bağlı ölümcül ve önemli seyreden bir hastalık olduğunu belirten Dr. Parlak, “Diyabetik anne bebeklerin yüzde 40 ila 50’sinde RDS görülür. Bebeklerde inleme, süratli soluk alıp verme, hipotansiyon üzere tablo görülebiliyor. Teneffüs sorunu yaşayan bebeklere oksijen ve gerekirse teneffüs aygıtı ile dayanak verebiliyoruz. Öte yandan doğumsal kalp hastalığı görülme sıklığı yaklaşık 3 kat artıyor. Hadiselerin yarısında kalpte hipertrofik kardiyomiyopati kalp kası hücrelerinin büyümesi ile seyreden tablo gözükürken, yüzde 15’inde kalp yetmezliği görülüyor. Hadiselerin neredeyse görülen hipertrofik değişiklikler 1 yaşına kadar geriler. Kalp yetmezliği 2 ila 4’üncü haftalarda ortaya çıkıyor. Bu nedenle diyabetik anne bebeklerini takip çok daha değerlidir. Diyabetik anne bebeklerinde yeni doğan sarılığını yüzde 30 daha sık görüyoruz. Kanda indirekt bilirubin daha yüksek kıymetlere ulaşıyor. Hastaları daha yakın takip etmek gerekiyor. Yaklaşık yüzde 25’inde uzamış yeni doğan sarılığı görülebiliyor” dedi.
“KALSİYUM VE MAGNEZYUM DÜŞÜKLÜĞÜ”
Dr. Parlak, öbür görülen sıkıntıları şu formda sıraladı:
“Sindirim sisteminde en sık küçük sol kolon anomalisi görülür. Ayrıyeten anüs kapalı olması, yemek borusu ile soluk borusu ortasında ağızlaşma üzere anomalilerde görülebilir. Diyabetik anne bebeklerinin üçte birinde kalsiyum ve magnezyum düzeyi düşük seyredebiliyor. Kalsiyum ve magnezyum düşüklüğüne bağlı bebekte çoklukla titreme (tremor) görülür, nadiren havaleye neden olabiliyor. Ayrıyeten bu bebeklerde kırmızı kan hücre sayısı artmıştır. Başka kan hücrelerinde de bir ekip değişiklikler ile hepsi damarda akışkanlığı bozuyor. Sonrasında damarda pıhtı gelişiyor ve o organın dolanımı azalıyor. Dolanım bozukluğunu en sık böbreklerde görüyoruz. Tüm bu meselelerin engellenebilmesi açısından gebelikte şeker yükleme testinin 24 ila 28’inci haftalar ortasında yapılmasını öneriyorum. Bu test memleketler arası kabul görmüş bir testtir.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
