İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da Türk polisi ve öteki kolluk kuvvetlerinin seyahat dokümanı sahteciliği tespiti ve risk tahlili kapasitesinin güçlendirilmesi projesi açılış konferansına katıldı.
Bakan Soylu’nun açıklamasından satırbaşları:
“Orta Doğu coğrafyası önemli bir istikrarsızlık, terör ve çatışma sorunu yaşıyor. Beşerler besine, suya, sıhhat ve adalet hizmetlerine erişimde sorun yaşıyor fakat en kıymetlisi can güvenliği sorunu yaşıyor. 10 yılda bu tabloda ne yazık ki dilek ettiğimiz gelişmeyi gösteremedik. Hiç bir çabayı küçümsemiyorum. 2014’den bu yana 21 bin göçmenin Akdeniz’de hayatını kaybetmesi, daha geçen hafta Yunanistan’ın 7 göçmeni çıplak halde bırakması, 10 yılın sonunda göç probleminde biz bunları yaşıyorsak hem attığımız adımları hem de 21. yüzyıl medeniyet kıymetlerini sorgulamalıyız. Korunmaya gereksinim duyanların ferdi değerlendirmesi yapılmadan bireylerin girişlerinin otomatik olarak engellenmesi memleketler arası normlara uymamaktadır.
“YANI BAŞIMIZDA YAŞANANLAR 21. YÜZYILDA İNSANLIĞIN YÜZ KARASIDIR”
İnsanları hangi anlayışla ellerini kelepçeleyip denize atıyorsunuz, vefata mahkum ediyorsunuz. En ufak problemde daha kamuoyunu ayağa kaldıranlar niye sessiz kalıyor. Avrupa’ya sesleniyorum; annelerinizi babalarınızı unuttunuz mu? Aylan bebek fotoğrafı gereğince zihinlerinizi etkilemedi mi? Bu kadar kendi içine gömülmüş bir kanıyı nasıl yasallaştırmaya, bunları kendi içinizde meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz. Suriye iç savaşı bölgemiz ve Avrupa için turnusol kağıdı olmuştur.Gücümüz dünyanın varlıklı ülkelerinden az olduğunu biliyoruz lakin gücümüzün üzerinde kaynak ayırdığımızı söylemek isterim. Çabucak yanı başımızda İdlib, Cerablus, El Bab var. Orada yaşananlar 21. yüzyılda insanlığın yüz karasıdır. Bunları motto sözler olarak algılamayın, İdlib’e pek çok sefer gitmiş birisi olarak söylüyorum. Çok hoş kadro elbiselerimiz var, giymeye devam edelim. Avrupa’da şaşalı toplantılar yapalım. Görüntü konferans bittikten sonra sevinçle hayatımıza devam edelim. Biz bu dünyanın öteki tarafı olduğunu bilenlerdeniz. Bu çocukların hakkını dünya nasıl ödeyecek. ‘Mış’ üzere yaparak ödeyemeyiz. Milletimiz üzerine düşeni büyük bir sorumlulukla yerine getirmeye devam edecektir.
“DRAMLARA SESSİZ KALANLARI LANETLEYECEKLER”
Şayet dünyanın gelişmiş ülkeleri ve Avrupa kartlarını yine karmaz ve insanlık ismine işlenen cinayetleri daima birlikte haykırmazsa gelecek kuşaklarımız 21. asrın bu birinci çeyreğinde yaşanan dramlara sessiz kalanları lanetleyecektir. Hukukun üstünlüğü vaat edenler maalesef sınıf ta kamışlardır. Biz Afrika’dan Bangladeş’e, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar milyonlarca insanın göç ettiği, 1000-2000-4000 bin dolarları göçmen kaçakçılarına vermek zorunda olduğu bir tabloyu yaşıyoruz. Her birimiz bir ailenin kesimiyiz. Ne olur biraz empati kuralım. Kim eşini çocuğunu alarak savunmasız halde dağları aşarak, kim denizlerin dalgalı haline ilkel botlarla girerek neden öteki ülkeye göç etmek ister. Zira su yok. Zira Afganistan yıllardan beri dünyanın büyük devletlerinin çatılma alanı haline getirildi. Zira insanlık yok.
“KUSURA BAKMAYIN BUNLAR ÇIPLAK GERÇEKLER”
Biz Ağrı’da Van’da karların altında kalan cesetleri toplayacağız. Bu cesetler Afganistan’dan Pakistan’dan yürüyerek gelip sonu geçtiğini düşündükten sonra kar tipisinin altında hayatlarını kaybedenler. Biz akşamları şaşalı yemeklerimize devam edelim. Avrupa vur patlasın, çal oynasın devam etsin. Kusura bakmayın bunlar çıplak gerçekler. Türkiye olarak en başından beri göçü engellemeyi değil göçü yönetme anlayışını benimsedik, bundan da hiç pişman olmadık. Elbette zorluklar yaşadık.
“BU BÖLGELERLE İLGİLENEN BİR KİŞİ İZAHATINI YAPSIN”
Iğdır’da göçmen kaçakçılığı en alt düzeye düştü, neredeyse yok denecek kadar az. Ağrı’nın aydınlatmalarına başlayacağız, duvarları bitti. Birbiri arkasına gelen çok değerli güvenlik sistemi oluşturduk. Elektrooptik inşa çalışmaları 323 noktada başlanmış ya da değerli ölçüde tamamlanmıştır. 10 yılda 3774 organizatör tutuklandı. 2 yılda 2 katından fazla bir gözaltı sayısına ulaşılmıştır. Bu operasyonlarda bir çok Avrupa ülkesine ilişkin seyahat evrakı ele geçiriyoruz. Ülke dışında da yürüttüğümüz sıla yolu projemiz var. Sırbistan’da bulunan vatandaşlarımızın ağır olarak kullandığı hudut kapılarında Türk polisi kesintisiz hizmet yapmaktadır. Bir haksızlıkla daha karşı karşıya kaldık. Dendi ki Türkiye yabancı terörist savaşçılarla ilgili farklı konum alıyor dendi. Rakka boşaldıkça, DEAŞ’la PYD’nin nasıl anlaştığı, ne oldu oradaki DEAŞ’lılar uçtular mı, nereye gittiler? Bu bölge ile ilgilenen bir kişi izahatını yapsın ya. Tek bir kurşun atılmadan nasıl Rakka’yı boşalttılar. Bu muahedenin ardında kim var? İçerde hangi bölgelerde kalıyorlar. Bilmediğimizi mi sanıyorlar?”
Kaynak: Anadolu Ajansı
Haberler.com
