Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, dış görünüş ve estetik tasası yaşayan bireylerin psikolojilerine dair açıklamalarda bulundu ve kıymetli tavsiyeler paylaştı.

Bu etkenlere dikkat!

Bakımlı olmanın her şeyden evvel insanın kendisine hürmeti ile ilgili olduğunu lakin bu durumun hayatı etkileme noktasına gelmesi halinde sorun yarattığını belirten İhsan Öztekin, “Beyindeki kimyasal yahut genetik bozukluk, kişilik özellikleri, aile yapısı, toplumsal etrafla etkileşim ve cinsel sıkıntılar dış görünüşe çok düşkünlüğün nedenlerinden olabilir. Bilhassa gençler dış görünüş, kilo ve fizikî kusurlar üzerinde daha hassas oluyorlar. Hoşluk arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o bireylerin kimi fizikî özelliklerine çok hayranlık duyma, arkadaşlar ortasındaki etkileşimler ve alaycı tavırlar genci fizikî görünümünü incelemeye yöneltebiliyor. Bu da vakitle takıntıya kadar varan önemli problemleri beraberinde getiriyor.” ihtarında bulundu.

İlgi ve sevgi göremeyenler dış görünüşlerine yöneliyorlar

Günümüzdeki “kusursuz güzellik” kavramına dikkat çeken İhsan Öztekin, şunları söyledi:
“Görsel alanda artan mükemmeliyetçilik, ünlüler dünyasındaki isimlerin daima hoş görünme eforları, estetik ameliyatların sık sık gündeme gelmesi, büyük bir bölüm haline gelen kozmetik ve estetik alandaki yeni eserler ile ilgili reklamlar ve bu hususların medyada devamlı gündem oluşturması daima ‘kusursuz güzellik’ kavramını ön plana çıkarıyor. Ruhsal taraftan ise doğduğu andan itibaren aile içinde ve toplumsal etrafında kâfi takdir, ilgi ve sevgi görmemiş, kendini kıymetsiz hissettirilmiş bireyler, etrafındaki insanlara kendini kabul ettirme, paha görme ve beğenilme ismine dış görünüşlerine yönelik çok ve denetimsiz davranışlar gösterebilirler.”

Sıkıntısız bedene estetik müdahale isteyebiliyorlar

Estetik operasyonlar sonrası operasyonu gerçekleştiren şahıstan kaynaklanan ve hedeflenen estetik imajın hakikaten sağlanamaması durumunun gerçekleşebileceğini belirten İhsan Öztekin, “Operasyon sırasında evvelden öngörülmüş ya da öngörülememiş olumsuz durumların ortaya çıkması halinde memnuniyetsizliğin oluşması, olağan bir süreçtir. Estetik operasyon sonrasında her şey yolunda gitmiş ve estetik açıdan gayeye uygun sonuçlar tam olarak elde edilmiş olsa da, kişinin memnuniyetsizliği devam edebilir. Hatta bunun da öncesinde birey, gerçekte estetik taraftan hiç bir sorun olmayan bedeninin rastgele bir bölgesini çok yakışıksız bulup ısrarla estetik operasyon isteyebilir. Bu durum bireyde kıymetli ruhsal meselelerin göstergesidir.” diye konuştu.

Vücuttaki kusurları saplantı haline getirebiliyorlar

Kişilik bozukluğu yaşayanlar için dışarıdan bakıldığında olağan duran bir manzaranın sıkıntılı hale gelebileceğini tabir eden Öztekin, “Hatta birinci ameliyat sonrası mutlu kalmayıp, ikincisini, üçüncüsünü dahi talep edebiliyorlar. Bu durum Vücut Dismorfik Bozukluğu’nda yani vücut algısı bozukluğunda sıklıkla görülebiliyor. Vücut dismorfik bozukluğu, genelde ergenlikle birlikte gelen birtakım özgüven eksikliklerinde görülmeye başlayabilir. Birey vücudunda algıladığı kusurları saplantı, takıntı haline getirir. Gerçekte hiç kusur olmayan bir organı, onun için çok nahoş olabilir. Depresyon, anksiyete, obsesif-kompülsif bozukluk, narsisistik kişilik bozukluğu, histriyonik kişilik bozukluğu, özgüven eksikliği de tetikleyici faktörler olarak ortaya çıkabiliyor.” dedi.

Operasyona uygun hastaların belirlenmesi değerli

İnsanların estetik operasyonlara giderek ilgilerinin artması nedeniyle ameliyat olması uygun olan hastaların belirlenmesinin daha çok değer kazandığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Çünkü estetik operasyon için başvuran bireylerin başvurma nedenleri ve operasyondan beklentileri farklıdır. Ruhsal problemleri olan bireylerin gerçekçi olmayan beklentileri ve müracaat nedenleri olabiliyor. Bu bireyler gereksiz olarak ameliyat ediliyor ve sonuçta da ameliyatın teknik muvaffakiyetinden bağımsız olarak sonuçtan şad kalmayabiliyorlar.

Ameliyat olacak bireye ruhsal testler yapılmalı

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Rutin ya da ameliyata özel fizikî ve biyolojik tetkiklerin yanında birey, ruhsal taraftan çok geniş bir taramadan geçirilmeli, ruhsal testler, kişilik testleri uygulanmalı, uzman psikologlar tarafından görüşmeler yapılmalı” diyerek kelamlarını şöyle tamamladı:

“Ameliyat olacak kişinin ailesi ile de devamlı bağlantı içinde olunmalı. Ruhsal kıymetlendirme sonuçları ile ilgili olarak operasyonu gerçekleştirecek uzman da bilgilendirilmeli. Şayet ameliyat olmasını engelleyici ruhsal sıkıntılar saptanırsa ameliyat ertelenerek kişinin ruhsal problemlerinin tedavisine geçilmeli.”