Kahvenin güçlü bir antioksidan olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Beğenik, “Damar sertliği erkeklerde daha fazla görülüyor. Münasebetiyle kahve içen erkekte damar sertliği riski azalırsa sağır olma ihtimali de düşer. Damarlardaki rastgele bir sorun yani damar yapısının bozulması bütün organları tesirler. Zira organlar damarlar yardımıyla çalışır. Hangi organa ilişkin damarın yapısı hasar alırsa, o organın işlevi da olumsuz etkilenir” dedi.
Kahvenin insan bedenine faydaları ve ziyanları yıllardır tartışılıyor. Yeni yapılan bir araştırma ise farklı bir bilgiye ulaştı. İspanya‘daki Madrid Özerk Üniversitesi’nden bilim insanları, günde en az bir fincan kahve içen erkeklerin sağır olma mümkünlüğünün, içmeyenlere kıyasla yüzde 15 daha az olduğunu ortaya koydu. Bayanlarda ise kahve tüketimi ile işitme ortasında bir temas tespit edilemedi. Araştırma kapsamında, her gün kahve tüketen 36 bin orta yaşlı bayan ve erkekle ilgili datalar izlendi. Çalışmanın başında işitme testi yapılan adaylara daha sonraki 11 yıl boyunca iki defa daha test yapıldı.
Araştırmanın sonuçlarını pahalandıran İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Beğenik, kahvenin yararları hakkında bilgi vererek, sağırlıkla olan irtibatını yorumladı.
KAHVEYİ GÜNDE EN FAZLA 2 FİNCAN İÇİN
Kahvenin güçlü bir antioksidan olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Beğenik, ölçülü içilmesi ihtarında bulunarak, “Ölçüyü kaçırırsanız yan tesirleri olur. Kahveyi, günde 2 fincanı geçmeyecek biçimde tüketin. Türk kahvesi yahut filtre kahve öneriyorum. Kahvenin karaciğer yağlanmasından, damarlardaki hasarı gidermeye kadar birçok yararı vardır. Fakat fazla içerseniz kalp ile ilgili sıhhat problemlerine yol açar” diye konuştu.
DAMAR YAPISINDAKİ BOZULMA ORGANLARI TESİRLER
Erkeklerin kalp-damar hastalıklarına daha çok yakalandığını aktaran Doç. Dr. Beğenik, “Damar sertliği erkeklerde daha fazla görülüyor. Münasebetiyle kahve içen erkekte damar sertliği riski azalırsa sağır olma ihtimali de düşer. Ancak tıpkı yaş kümesinde farklı kilolardaki hastaları da incelemek lazım. Damarlardaki rastgele bir sorun yani damar yapısı bozulursa bütün organlar etkilenir. Organlar damarlar yardımıyla çalışır. Hangi organa ilişkin damarın yapısı hasar alırsa, o organın işlevi da olumsuz etkilenir” tabirlerini kullandı.
KAHVE HÜR RADİKALLERİN OLUMSUZ TESİRLERİNDEN KORUYOR
Doç. Dr. Hüseyin Beğenik, “Serbest radikaller olarak bilinen ve elektron açlığı içinde bulunan moleküller, bedenin sağlıklı hücrelerinden elektron çalarak kararsız yapılarından kurtulma eğilimindedir. Bunu yaparken sağlıklı hücrelere ve beden metabolizmasına geri dönüşümsüz ziyanlar verirler. Hür radikallerin ziyanlı tesirlerinden korunmak için devreye antioksidanlar girer. İşte kahve de onlardan biridir. Zerzevat ve meyveler de güçlü antioksidan özelliğine sahip besinlerdir lakin ölçülü almak lazım. Böylelikle düzenek iyi çalışır ve iyileşme süreci kısalır” dedi.
SİSTEM YANLIŞSIZ ÇALIŞMAZSA HASTALIKLARA YATKINLIK ARTAR
Günümüzde kalp- damar hastalığının görülme yaşının 30’lara kadar indiğini vurgulayan Doç. Dr. Beğenik, “Eskiden 50’li 60’lı yaşlarda görülüyordu. Bunu gerilim, yediğimiz besinler, içtiğimiz içecekler, çevresel faktörler etkiliyor. Hareketsiz hayat da buna dahil. Eksiksiz olan sistem yanlışsız çalışmazsa hastalıklara yatkınlığımız da artıyor. Her yıl hastalıkların sayısı da müthiş bir formda artış gösteriyor” diye konuştu.
GÜNDE EN AZ 10 BİN ADIM ATIN
Hareketsiz ömrün hastalıklara davetiye çıkardığını söyleyen Doç. Dr. Beğenik, “Günde en az 10 bin adım atmak hayat kalitesini yükseltir. İlla koşmanız yahut spor salonuna gitmeniz gerekmiyor, meskende de olsanız hareket etmeyi ihmal etmeyin. Sağlıklı yaşamak kişinin elinde, kâfi ki bilinçlenelim. Pandemide beşerler artık yediğine, içtiğine daha çok dikkat ediyor. Ne kadar sağlıklı bir bünyeye sahipseniz hastalıklarla çaba o kadar kolay oluyor” sözlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
