Koronavirüsün kanın akışkanlığını bozduğunu ve damar sistemine ziyan verdiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, kış aylarının yaklaştığı bu günlerde bağışıklığın korunması için Akdeniz tipi diyeti önerdi. Uzm. Dr. Yıldırım, “Akdeniz tipi diyet kanın akışkanlığı ve damar hastalıkları üzerine bir beslenme tipi. Bu beslenme, koronavirüs enfeksiyonunda kanın akışkanlığının düzenlenmesine fayda sağlıyor” dedi.
Yapılan son çalışmalara dikkat çeken Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler İç Hastalıkları Kısmı’ndan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, “Koronavirüs enfeksiyonu aslında kanın akışkanlığını bozan bir damar hastalığı. Kanın gittiği her yeri etkiliyor. Zatürre bunun değerli ölümcül komplikasyonlarından bir tanesi. Koronavirüs bir damar hastalığı diyebiliriz. Yani kan hücrelerini ve kanın pıhtılaşmasını etkiliyor. Akdeniz tipi diyet de kanın akışkanlığı ve damar hastalıkları üzerine konuştuğumuz bir beslenme tipi olduğundan kalp damar hastalıklarında oluşan damar sorunlarının çözülmesinde ve koronavirüs enfeksiyonunda kanın akışkanlığının düzenlenmesinde ziyadesiyle yararlandığımız beslenme biçimi” diye konuştu.
“KALP VE DAMAR HASTALIKLARI ÖLÜMLERİN BİRİNCİ NEDENLERİ ARASINDA”
Günümüz beşerinin en önemli sorunlarının başında sirkülasyon bozukluğunun geldiğini anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, “Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları ölümlerin birinci nedenleri ortasında yer alıyor. Bu peyderpey oluşan sirkülasyon bozukluklarının son raddeye gelmesi ve ölümcül sonuçlara yol açmasıyla ilerleyen bir durum. Burada aslında bizim beslenme biçimimiz kanın akışkanlığı ve dolanımını çok etkiliyor. Paketli besinlerden aldığımız trans yağlar, çok şeker yükü, tatlı içeceklerden aldığımız glikoz, fruktoz şurupları. Bilhassa kırmızı etten aldığımız kolesterol içeriği çok yüksek yağlar. Bunların tümünün bozduğu düzenek kanın akışkanlığı. Kanın akışkanlığı bozulduğunda bedenin iletim sistemi bozuluyor. Bununla birlikte bağışıklık yavaşlıyor. Zira beden olanlardan an be an haberdar olup kana tesirli molekülleri süratlice gönderemiyor. Bağışıklık sisteminin temel elemanları sistemli çalışamıyor. Biz bedenimizdeki kan sirkülasyonunu ne kadar sağlıklı düzeye getirirsek bağışıklığımız da o kadar yerinde ve istikrarlı olacak” ihtarında bulundu.
“SEBZE VE BALIK EN ÖNEMLİ BESİN KAYNAĞI”
Akdeniz tipi beslenmenin en önemli besin kaynağının zeytinyağı olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, “Bununla birlikte sebzeler ve balık tüketimi diyette çok değerli yer fiyat. Bilakis bu diyette meyveler çok fazla yer almaz. Sebzeler, balık ve zeytinyağı üzerine heyeti bir beslenme biçimidir. Akdeniz tipi diyette kavrulmuş salça ve yağlar, ısıl sürece uğramış besinlerden kaçınılır. Daha çok besinler olduğu üzere doğal halleriyle tüketilip en az kimyasal hususla temas ettirilip özüne uygun formda servis edilmesi temeline dayanır” tabirlerini kullandı.
“KIŞ ZERZEVATLARI BU DİYET İÇİN ÇOK UYGUN”
Bu diyette sonlu kırmızı et tüketimini önerdiklerini tabir eden Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, “Haftada 2 günü geçmemeli. Bu et de az yağlı olmalı. Beyaz et ve balık tüketimi ise hür. Doğal tavuk eti bulabilirseniz onu da kesinlikle tüketmelisiniz. Şu an en sağlamı balık eti. Kış zerzevatları Akdeniz Diyeti için çok uygun. Karnabahar, brokoli, Brüksel lahanası, pırasa, ıspanak, kereviz. Bunların hepsi kök sebzeler ismi verilen kategoride yer alıyor. İçeriğindeki besin ölçüleri yüksek. Kan deveranını olumlu manada destekleyen, kalbe yük oluşturmayan eserlerin bol ölçüde tüketilmesini öneriyorum. Bunların tersine muz, üzüm, tatlı mandalina, elma, armut üzere meyvelere diyetlerinde yer vermesinler” tavsiyesinde bulundu.
BİLHASSA BU BİREYLER DİKKAT ETMELİ
Damar hastalığı olan şahıslara ikazlarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, şöyle devam etti:
“Öncelikle bilinen damar hastalığı olan bireylerin dikkatli olması gerekiyor. Kalp hastalığı olanlar, kalpte stendi olanlar, kalp damarları tıkanık olanlar ya da tıkanıklık kuşkusu olanlar, beyin damarlarıyla ilgili sorun yaşayanlar, diyabeti olan şahıslar, felç geçirmiş ve beyin pıhtısı atmış bireyler, akciğerde pıhtı atmış bireyler, bacak damarlarında pıhtı olanlar çok dikkatli olmalı. Sigara içen ve hareketsiz olanlar, kan yağları tablosu bozuk şahıslar, insülin direnci olan ve ailede birinci dereceden akrabada diyabetik bulgular görülenler ve damar hastalığı olanların kesinlikle dikkat etmesi gerekiyor.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
