Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Öztora, AA muhabirine, Trakya’da Kovid-19 hadiselerinin beklenmediği kadar yüksek olduğunu söyledi.

Virüsün beşerden beşere bulaşma özelliğinin artık herkes tarafından bilindiğini belirten Öztora, “Kovid-19 radyasyon üzere havadan gelip bizi bulmuyor. Bir biçimde beşerlerle karşılaşarak biz onu buluyoruz. O yüzden mümkün olduğunca teması aza indirmek çok kıymetli. Bir yıldır sıkılmış olabiliriz. Konutumuzda oturup, günlük faaliyetlerimizden uzaklaşmış olabiliriz. Lakin yapmamız gereken en kıymetli şey paklık, maske ve aralık kuralına uymak.” dedi.

Hasta olana konut ziyareti yapılıyor

Öztora, işyerlerinde tüm tedbirler alınmasına karşın molalarda bir ortaya gelinmesinin bulaş kaynağı olduğunu lisana getirdi.

Bu nedenle her şartta Kovid-19 önlemlerine uyulması gerektiğine işaret eden Öztora, şöyle devam etti:

“Tek başına bakanlığın, kurumların, hekimlerin ve sıhhat çalışanlarının baş edebileceği bir durumla karşı karşıya değiliz. Hepimiz birebir tarafta olup hepimiz işin bir ucundan tutarsak lakin başarılı olacağımızı biliyoruz. Konut ziyaretleri çok değerli bir bulaş kaynağı. Karikatür üzere gelecek fakat hasta olana ziyarete giden beşerlerle da karşılaşıyoruz. Daha büyük bulaş oluyor. Mesken içi, apartman içi ziyaretler kıymetli bulaş kaynakları.”

” ‘Nefes alamıyorum’ çok geçerli bir argüman değil”

Öztora, birçok kişinin çeşitli şikayetlerle maskeyi hakikat takmaktan kaçındığını vurguladı.

Bu şikayetlerden kimilerinin “nefes alamıyorum”, “boğulacakmış üzere hissediyorum” üzere sözler olduğunu anlatan Öztora, şunları kaydetti:

“Bunlar geçerli değil. Zira sıhhat çalışanları daima maske takıyorlar. Pandemi olmadan evvel dahi bir cerrah örneğin 8 saat ameliyat sırasında maskesini takıp hiçbir biçimde bozmuyordu ve pek rahat nefes alıp hayatlar kurtarabiliyordu. ya da bir ağır bakım hemşiresi günde 8-10 saat tüm mesaisi boyunca maskesini takarak çalışabiliyor. O yüzden nefes alamıyorum çok geçerli bir argüman değil. Nitekim bu, sizlerin hayatı ve etrafınızdaki sevdiklerinizin hayatı için kıymetli bir malzeme. O yüzden takılması çok çok kıymetli. Çenede, ağızda kolda olması hiçbir mana söz etmiyor.”

Öztora, maskenin artık hayatın kıymetli bir modülü olduğunu, bununla yaşamanın öğrenilmesi gerektiğini tabir etti.

Çift maskenin riskli alanlara girildiğinde kullanılması önerilen metotlardan biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Öztora, “İkinci maskenin bez maske olup olmamasıyla da ilgili çalışmalar var. Bunların da koruyuculuğu yüzde 50’lerden yüzde 80’lere artırdığı belirlenmiş. Tek başına bez maskeler aslında dekoratif gayeden öteye gitmiyorlar. Zira onların içinde bu maskelerdeki üzere kollayıcı katmanlar yok. Lakin cerrahi maskenin üzerine bez maske takmak tercih edilebilir.”

Kaynak: Anadolu Ajansı / Gökhan Balcı

Haberler.com