Türkiye’de Covid-19 salgınının tesiriyle uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasının hemoroid rahatsızlığında artışa neden olduğu belirtiliyor. Op. Dr. Cengiz Aşcı, “Uzun mühlet boyunca konum değiştirmeden ayakta duran ya da oturan şahıslar risk altında. Hareket etmeden saatlerce çalışmak hemoroid rahatsızlığına yakalanma mümkünlüğünü arttırıyor.” dedi.
Türkiye’de 45-65 yaş aralığındaki her 2 bireyden birinde olduğu varsayım edilen hemoroid (basur) hastalığıyla ilgili uzmanlar, pandemiyle birlikte yaşanan artışa dikkat çekiyor. İş yerlerinde uzun mühlet masa başında çalışanlarda daha sık görülen hemoroid rahatsızlığının konuttan çalışmanın yaygınlaştığı bu devirde katlandığı belirtiliyor. Konutlarda, ofislere nazaran çok daha hareketsiz kalındığının altı çizilirken, Climed Tedavi Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cengiz Aşcı, hemoroid rahatsızlığından korunma yolları ve tedavi usulü hakkında açıklamalarda bulundu.
“EVDE HAREKETSİZ KALMAK HEMOROİDİ TETİKLİYOR”
Hemoroid rahatsızlığının rektum ve anüsün en alt kısmında, anal kanalın sonunda bulunan genişlemiş damarlardan kaynaklandığını belirten Op. Dr. Cengiz Aşcı, “Pandemi ile birlikte konuttan çalışma modeline geçilmesiyle hemoroid rahatsızlığına dair şikayetler daha fazla görülmeye başlandı. Çok uzun müddet konum değiştirmeden ayakta duran ya da oturan şahıslar risk altında. Hareket etmeden saatlerce çalışmak hemoroid rahatsızlığına yakalanma mümkünlüğünü arttırıyor.” dedi.
“YANLIŞ BİLGİLER HASTALIĞIN SEYRİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Hemoroidin vakit içerisinde tabiatıyla geçebilecek bir hastalık olmadığının altını çizen Op. Dr. Aşcı, “Mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini kaydederek, “Kulaktan dolma bilgilerle tedavi uygulamaya çalışılması son derece yanlış. Zira hastalığın hangi evresinde olduğunuzu kendi imkanlarınızla bilmeniz mümkün değil. İçeride bulunan bir hemoroidin dışarıda bulunan bir hemoroide nazaran farklı tedavi teknikleri bulunuyor. Birçok internet sitesinden elde edilen bilgiler ya da kulaktan dolma yöntemlerle hastalığa müdahalede bulunmaya çalışılırsa, bu durum yalnızca kişinin tedavi sürecinin uzamasına hatta hastalığında kötüleşmesine neden olacaktır. Anüs bölgesindeki her rahatsızlığın hemoroid olmadığını, hemoroid teşhisinin lakin bir uzmanın muayenesiyle ayırt edilebileceğini unutmamak gerekir.” halinde konuştu.
“HASTALIĞIN TEDAVİSİNDEN UTANILMAMALI”
Hemoroidin birinci devrinde erken teşhis edilmesi halinde çok rahat bir biçimde tedavi edilebildiğini söyleyen Op. Dr. Aşcı, “İnsanlar tarafından utanılan bir rahatsızlık olduğu için doktora en son etapta başvuruluyor. Halbuki ilerlemiş bir hemoroidin tedavisi çok daha sancılı olabiliyor. Bilhassa bayanlar, hemoroid muayenesinden ziyadesiyle çekindikleri için daha ağır bir biçimde geçiriyor. Bu hastalığın tedavisinde utanılacak ya da çekinilecek rastgele bir şey bulunmuyor, muayeneden utanılmamalı. Koronavirüs salgını nedeniyle fiziki olarak kliniklere gelmekten çekinen hastalar ise climed.com.tr üzerinden dayanak talebinde bulunabilir” diye konuştu.
“HEMOROID 2 BİÇİMDE MUAYENE EDİLİR”
Hemoroid hastalığının birden fazla muayene usulü olduğunu kaydeden Op. Dr. Aşcı, basamakları şöyle sıraladı: “Birinci etapta yapılan muayenede hekim, öncelikle anüsün dış kısmında oluşan şişlikler var mı diye incelemelerde bulunur. İkinci evrede ise Anüs içerisinde rastgele bir sorun olup olmadığı, anoskop ismi verilen optik bir aygıt yardımıyla incelenir. Yapılan muayeneler sonucunda kişinin hangi evrede olduğu tespit edildikten sonra tedavi planlanır. Hastalığın hangi evrede olduğu, iç dış hemoroid mi olduğuna nazaran farklı tedavi seçenekleri kelam hususudur. Çok erken evrelerde ilaç diyet üzere kolay usullerle tahlil üretebilirken daha ileri evrelerde girişimsel süreçler gerekir.”
“HEMOROIDIN TEDAVİSİNDE AMELİYATSIZ YOLLARIN MUVAFFAKİYET ORANI GİDEREK ARTIYOR”
Klasik cerrahi metotlarıyla yapılan tedavilerde uzun istirahat ve iyileşme süreçleri nedeniyle hem doktorların hem de hastaların alternatif usullere yöneldiğini söyleyen Op. Dr. Aşcı, “Ameliyatsız ya da minimal invaziv dediğimiz bu teknikler “infrared (kızılötesi) koagülasyon, RBL (bandligasyon ) ve neolazer teknikleridir. Her 3 tedavide de hastalar kısa müddette olağan hayatına dönüyor. Öte yandan hastalığın nüksetme mümkünlüğü da klasik tekniklerle uygulanan tedavilerle tıpkı oranlara sahip. Hemoroid hastalığına karşı ameliyatsız alternatif tedavi sistemlerinin başarısı her geçen gün artıyor” sözlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
