Türkiye’de son 24 saatte 29 bin 136 kişinin Kovid-19 testi müspet çıktı, 222 kişi hayatını kaybetti. Son 24 saatte 189 bin 65 Kovid-19 testi yapıldı, ağır hasta sayısı 5 bin 961 oldu, 20 bin 191 kişinin Kovid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 1 milyon 581 bin 565’e yükseldi. Olayların yine tırmanışa geçmesiyle uygulanmaya başlanan kısıtlamalarda ikinci haftayı dolduruyoruz. Pekala yasaklar ne kadar tesirli oluyor? Sıhhat Bakanlığı‘nın aşikâr bir yaşın üzerinde bakıma muhtaçlık duyan koronavirüs hastalarına refakatçi müsaadesi vermesi ise tartışmaları beraberinde getirdi.

Haftalık bilgilere nazaran, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 3,1, yatak doluluk oranı yüzde 55,1, erişkin ağır bakım doluluk oranı yüzde 72,1 ventilatör doluluk oranı yüzde 41,7, ortalama temaslı tespit mühleti 10 saat, filyasyon oranı ise yüzde 99,9 olarak gerçekleşti.

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Twitter’daki paylaşımında, “Bugün tespit edilen 5 bin 203 hastamız var. Ağır hasta sayısındaki artış suratının durağan olması sevindirici. Kısıtlamalara tam ahenk ve önlemlere riayetle gayretimizi sürdürelim. Aşının yaygın uygulaması ve tesirinin görülmesine kadar sevdiklerimizi koruyalım.” değerlendirmesinde bulundu

HASTANELERDE REFAKATÇİ TEHLİKESİ

Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs salgınının başladığı günden bu yana çocuk hastalar dışında ölümcül tehlike nedeniyle refakatçi müsaadesi verilmiyordu. Lakin Türkiye’de artan hadise sayısı nedeniyle hem hastanelerin hem ağır bakımların hem de sıhhat çalışanlarının yükü arttı. Bunun üzerine Sıhhat Bakanlığı aşikâr bir yaşın üzerinde bakıma gereksinim duyan koronavirüs hastalarına refakatçi müsaadesi verdi.

Son aylarda hastanede yatan ve bakıma muhtaçlık duyan koronavirüs hastalarına aileden bir kişi refakatçi olarak alınmaya başlandı. Bu da virüsün bulaşmadığı refakatçıların bu hastalığın pençesine düşmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, mevzuyu Milliyet’e kıymetlendirdi.

TTB Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı

“BÖYLE BİR SALGINDA OLAMAZ”

TTB Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sıhhat kurumlarında işçi yetersizliği ve öbür badirelerden kaynaklı pek çok kişinin, refakatçi olmayla karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Oysa yardımcı sıhhat işçisinin bilhassa kâfi sayıda olması halinde insanların bir refakatçi olarak kalması kelam konusu olmayabilirdi. Lakin bu türlü bir imkan yok. Refakatçinin bir yakınının yanında olması hastanın ruhsal iyilik hali için faydalı olabilir lakin bu türlü bir salgında olamaz. Alışılmış refakatçiler çoğunlukla temaslı oluyorlar ve münasebetiyle karantinada olacak oluyorlar.

O karantina mühletini de uygun şartlarda iyi havalandırılmış ortamda geçirebilirler. Fakat asıl olması gereken, sıhhat sisteminin uygun düzenlenmiş olması ve kâfi sayıda yardımcı sıhhat çalışanının bulunmasıdır. Maalesef bu olmadığı üzere bir de ağır bakım doluluk oranlarının yüzde yüzün üzerine çıkmasıyla 10 yataklı ağır bakıma üç yatak da ortaya sıkıştırıyorlar. Hasebiyle burada direkt kâfi işçi alımını gerçekleştirmeyen bakanlığa sormak gerekir.”

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Lideri Dr. Kutbettin Demir

“ÜCRET ÖDEYİP REFAKATÇİ TUTAN VAR”

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Lideri Dr. Kutbettin Demir: “Hastanelerde yalnızca bakım olarak düşünülmemeli, tıbbi bakım kısmını hemşireler, sıhhat memurları, hasta bakıcılar zati yapıyor. Lakin hastanın gereksiniminin olabileceği öbür durumlarda da hasta yakınının serviste yanında olması gerekli. O manada hasta bir refakatçi istiyorsa, sıhhat kurumları talep ediyordur. Riskli olduğunu kabul ediyoruz. Fakat bu tıbbi yetersizlikten çok eksiklikler açısından refakatçinin temin edilmesi değerli. Kimi duyumlar alıyoruz. Fiyat ödeyip dışarıdan birini refakatçi olarak tutanlar var. Bu da parası olan insanın oburunu riske atması demek. Aslında genel durumu iyi olan müspet bir hasta, genel durumu berbat olan bir müspet hastanın refakatçisi oluyor. Yani hastalığı geçiren kişi olursa risk düşüyor. Doğal refakatçi müspet hadisenin da virüs yükü nedeniyle kendisini müdafaası gerek.”

Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Lideri Doç. Dr. Gürkan Sert

“BU YAKLAŞIMI KABUL ETMEK ÇOK ZOR”

Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Lideri Doç. Dr. Gürkan Sert: “Bu uygulama gerçekten çok düşündürücü. Bir mecburilik getirilmesi o şahısların sıhhati açısından önemli bir tehlike içeriyor. Hasta yakınına ‘Zorunlu olarak burada kal’ deyip gerekli şartları sağlamadan tutmak bulaş riski ile karşı karşıya bırakır. Genel olarak pandemi devirleri sıhhat sistemi üzerinde ağır baskı bırakır ve bu da sıhhatte insan gücünde önemli zorluklara neden olabilir. Bu manada işçi yetersizliğini anlayabiliyorum. Sıhhatteki insan kaynaklarımızı planlamak zorlaşıyor hakikat lakin bu halde de insanların sıhhatini tehlikeye atacak bir yaklaşım da kabul etmek çok güç. Şu an hastanedeki tüm işçinin bulaşıcı hastalıklar konusunda ve Kovid’in geçişi hakkında detaylı bir eğitim aldığını varsayıyoruz. Bu bağlamda bu mevzuda eğitimli olan bir profesyonelin bu hizmeti sağlaması sağlanmalı. İstekli kalmak isteyenler olursa onlar için de gerekli tüm tedbirleri alarak kalmalarını sağlamak mümkün.”

Haberler.com