Birçok hamile, koronavirüs salgını nedeniyle hem kendileri hem de bebekleri için tasa duyuyor. Bu periyotta hamilelerin ateşlenme konusunda dikkatli olmalarını söyleyen Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kızıldağ, “Koronavirüsün anne karnındaki bir bebeğe geçişi şimdi görülmedi. Bu nedenle kabaca, hamile koronavirüs olsa da bebeğe geçmeyeceğini söyleyebiliriz. Hastalık 100 hamilenin 90’ında hafif seyrettiği için yalnızca semptomatik tedavi uygulanır” dedi.
Koronavirüs salgını nedeniyle birçok hamile, tertipli muayenelerini olmak için hastaneye gitmekten çekiniyor. Anne adayları, kovid-19 olumlu olmaktan tasa duymanın yanı sıra virüsün bebeğe bulaşma ve tedavide kullanılan ilaçların bebeği etkileme riski ile ilgili birçok soruya yanıt arıyor. Pandemi sürecinde hamilelerin dikkat etmesi gereken kuralları anlatan İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kızıldağ, bir hamilenin hastalığı hafif atlattığını ve virüsün anne karnındaki bebeğe bulaşmadığını söyledi.
YALNIZCA YÜZDE 4’Ü AĞIR GEÇİRİYOR
Hamilelerin sistemli denetim altında olduklarına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kızıldağ, “Artık kimi datalarımız var. Evvelce çok bilgimiz yoktu. Elimizdeki bilgilerle, şu anda 100 hamileden 90’ının koronavirüsü hafif atlattığını, yalnızca yüzde 4’ünün ağır seyrettiğini biliyoruz. Bu klinik tablo göz önünde olduğu için ek bir önleme gerek yok. Hamileler, sistemli denetim altında. İstemeseler de bir tabip muayene ediyor. Hamilelerin yediğine, içtiğine daha çok dikkat etmesi gerekiyor. Esasen tavsiye edilen destek vitaminlerini hamile almış bulunuyor. Öncelik çocuk sıhhati olduğu için, olağan kaidelerde yediğine içtiğine dikkat etmeyen bir hamile bile artık yediğine içtiğine dikkat eder durumda oluyor” diye konuştu.
“VİRÜSÜN ANNE KARNINDAKİ BEBEĞE GEÇTİĞİ ŞİMDİ GÖRÜLMEDİ”
Koronavirüsün, anne karnındaki bir bebeğe bulaştığını gösteren bir bilgi olmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Kızıldağ, kovid-19 testi olumlu çıkan hamileye uygulanabilecek tedavileri şöyle anlattı:
“Aslında kâfi çalışma yok lakin bilinen kimi şeyler var. Koronavirüsün anne karnındaki bir bebeğe geçişi şimdi görülmedi. Biz kabaca, hamile koronavirüs olursa da bebeğe geçmeyeceğini söyleyebiliriz. 100 hamilenin 90’ında hafif seyrettiği için yalnızca semptomatik tedavi uygulanır. Yani bol sıvı tüketilmeli, istirahat edilmeli, ağrı olması durumunda ağrı kesici alınmalı ve ateşe dikkat edilmeli. Ateş burada çok değerli bir olgu zira anne karnındaki bebeği de en çok ateş tesirler. Şayet koronavirüs hamilede ağır seyrederse, oksijen satürasyonları düşmüşse yüzde 95 oksijen alınması gereklidir. Satürasyon düşer ve hamilenin hastaneye yatması gerekirse o vakit anti-viral tedaviye başlanabilir. Anti-viral tedaviye başlamadan evvel enfeksiyon hastalıkları ve göğüs hastalıklarıyla birlikte karar verilir. Çok ender de olsa bu ilaçların anne karnında büyüme, gelişme geriliği yapma ihtimali var. Tüm bu kriterler göz önünde bulundurularak tedavi düzenlenir.”
BEBEĞİN HAREKETLERİ DE DEĞERLİ
Pandemi devrinde hastaneye gitmekten çekinen hamilelerin muayeneleri ile ilgili düzenleme yapıldığını lisana getiren Kızıldağ, “Koronavirüsten korkuluyor lakin çocuklar ihmal ediliyor. Aslında bir şeyden korunurken öteki taraftan ödün veriliyor. Biz bunun için bir düzenleme yaptık. Birinci 12 haftada kalp atışı görüldükten sonra bir defa rutin analizleri yaptırmak kâfi olacaktır. 12 hafta bitiminde de ‘İkili Test’ dediğimiz, her hamilenin yaptırması gerekin bir ikili tarama testi var. Tarama testi de yaptırıldığında birinci 12 hafta için kâfi diyebiliriz. Daha sonra ise ‘2’nci seviye ultrason’ dediğimiz, halk ortasında renkli ultrason olarak bilinen organ taramasının yapıldığı ayrıntılı bir ultrason da yapıldığında birinci 22 hafta için kâfi olur. Daha öncesinde bir hamile, kalp atışı görüldükten 1 hafta sonra tekrar takibe çağrılırdı. Düşük tehdidi var mı yok mu diye bakılırdı. Aslında şu an ihmal edilmiş diyemeyiz, kaideler altında takibimizi düzenlemiş oluyoruz. 32 haftadan sonra durum birazcık değişebiliyor, hamilelere birkaç öğütte bulunuyoruz. Mesela bebeğin hareketleri iyi ise, 2 saatte bir hareket ediyorsa yahut gün içinde 12 saatte 10’dan fazla hareket ediyorsa artık aralıklar olabilir. Haftalık NST (Fetal kalp atım suratı denetimi testi) değil de 2 haftada ya da 10 günde bir muayeneye gidilebilir” dedi.
DOĞUM FORMUNU ETKİLEMİYOR
Koronavirüsün doğum biçimini etkilemediğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kızıldağ, “Doğum biçimiyle ilgili çok fazla data yok zira geçmişi uzun olan bir hastalık değil. Elimizde bulunan datalar ve öbür viral enfeksiyonlardan yola çıkarsak doğum biçimini değiştirmedik. ‘Sen sezaryen ya da olağan doğum yaparsan çocuğunun korursun’ diye bir tabu yok. Öncelik bebeğin sıhhati. Onun için sağlıklı olan neyse tercihimiz o istikamette olur. Koronavirüs olumlu bir hamilenin doğum formuyla ilgili bir ayrım olmadığını çok net söyleyebiliriz. Her zamanki rutin takibe bağlı annenin ve bebeğin sıhhatini düşünerek, onlar için hakikat ve sağlıklı olan doğum formu hangisiyse o gerçekleştirilir. Doğum anında da anneden bebeğe bulaştığına dair rastgele bir data yok” tabirlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
