Ankara’nın Polatlı ilçesinde yaşayan Uğur Akdağ, kız kardeşinin eski erkek arkadaşı Serdar Ç. ile araç ile gezmeye gitti. Yol üzerinde araçtan inen Akdağ yanında getirdiği silah ile başına ateş ederek intihar etti. Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tabiri alınan Akdağ’ın kız kardeşi Yağmur A., “Serdar ile 8 yıllık birlikteliğimiz oldu lakin ayrıldık. Akabinde nişanlandım. Bu durumu hazmedemeyip daima rahatsız ediyordu. Daha önce bir müdafaa kararı aldırmıştım.

Olaydan bir hafta evvel nişanı bozmakla tehdit etti. Uğur’un nişanımda oynadığı imajlarla ilgili, ‘O Uğur’a da soracağım. Karı üzere sandalyenin üzerinde oynuyor’ dedi. Serdar olaydan evvel beni arayarak ‘Cesaretin varsa istediğin yere gidelim yuva kuralım. Şayet en ufak bir yanlışım olursa belimde silah var çek vur beni’ biçiminde konuştu. Uğur’da katiyetle silah yoktu. Bana kafayı taktığı için bu olayı gerçekleştirmiş olabilir” dedi. Soruşturmayı tamamlayan savcılık olay anında intihar eden Akdağ’ın yanındaki Serdar Ç.’ye, ‘Kasten adam öldürme’ ve ‘6136 sayılı yasaya muhalefet’ aşıma’ kabahatlerinden müebbet mahpus cezası ile 2 yıla kadar mahpus istemiyle dava açıldı.

‘ABİ BAŞIMA SIKIYORUM’ DEDİ

Sabah Gazetesi’nden Dilhan Dumanoğlu’nun Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Serdar Ç savunmasında, olayın intihar olarak gerçekleştiğini, ‘Abi ben başıma sıkıyorum’ dedikten sonra ateş ettiğini söyledi. Serdar Ç, “Uğur ile iş yerime gittik biraz alkol aldık. Uğur bana çok daraldığını söyledi ve çıktık. Issız ve sessiz bir yere gittik. Otomobilden indik, Uğur otomobilin önüne diz çökmüş vaziyette ağlamaya başladı. Istıraplarından bahsetti, otomobilin önünde volta atmaya başladı. Bana gerçek dönerek ‘Abi ben başıma sıkıyorum’ dedi, silah ateşlendi ve yere sert bir formda düştü. İnşallah latife yapıyordur diye düşünerek çabucak yanına gittim ve kanı gördüm bu sırada ambulansı aradım. Olay günü annesini hastaneye bırakırken vedalaşmış bunu bilseydim ona mani olurdum” diye konuştu.

MAHKEME BEYANI KANIT KABUL ETMEDİ

Sanık Serdar Ç. hakkında kararı açıklayan mahkeme, şahit beyanlarının tek başına kâfi kanıt olmayacağını kaydederek kesin ve inandırıcı kanıt olmaması nedeniyle ‘Kasten adam öldürme’ ve ‘Ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma’ kabahatlerinden beraatine hükmetti. Soruşturma ve kovuşturma basamağında somut kanıtlar için çabaladıklarını ve beyanın tek başına kabul edilmemesi gerektiğini gördüklerini kaydeden Serdar Ç.’nin avukatı Muhammet Esad Ulusal, “Müvekkilim merhumun yanında bulunan son kişi olduğundan her ihtimali pahalandırmak isteyen Savcılık tarafından gözaltına alınmış, Merhumun yakınlarının olayın sıcağında o anki şok ve hüzünleriyle olduğunu değerlendirdiğimiz tabirleriyle de tutuklanmıştır.

Müvekkil ne yazık ki bir müddet de tutuklu kalmıştır. Bu süreçte hem sevdiği bir insanı kaybetmenin, hem de özgürlüğünden yoksun olmanın kederini yaşamıştır. Soruşturma ve kovuşturma etabında özellikle somut kanıtların irdelenmesi ismine yaptığımız gayretlerin ve savunmalarımızın da tesiriyle öncelikle tahliye olan müvekkilin yargılama sürecinde ortaya konulan kanıtlarla birlikte günahsız olduğu ortaya çıkmış ve adalet çok kısa bir müddet de tecelli ederek müvekkilim taammüden adam öldürme hatasından beraat etmiş ve karar kesinleşmiştir” dedi.

“BEYAN TEK BAŞINA KANIT KABUL EDİLMEMELİ”

Avukat Ulusal, “bize bu yargılama göstermiştir ki; beyan kanıtı tek başına kanıt kabul edilmemelidir, zira olayın başında sıcağı sıcağına alınan sözler eksik ve olayın şahıslara verdiği keder ve öfkenin tesiriyle yanlış olabilmektedir. Bununla ilgi yargı reformunda çalışmaların yapıldığını da duymaktayız, bir hukukçu olarak beyan kanıtı ayrıca somut kanıtlarla desteklenmeden ön kabulle hareket edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.